19 Ocak 2014 Pazar

Bana Abi Diyen 16 Yaşındaki Yeğenimi Siktim!

Adım Murat, Manisada yaşıyorum, 28 yaşında, 1.80 boyunda, 75 kilo, esmer ve sempatik biriyim. Ben evleneli henüz 3 yıl olmuştu, karımla çok harika giden bir sex yaşantımız vardı. Halen de öyledir, karımla sexde sınır tanımayız vede çift olarak sexe çok düşkünüz. Geçen yıl kurban bayramında bayram ziyareti içinkayınvalidemlere gitmiştik. Muhabbet sohbet derken ben sıkıldım ve dışarıya hava almaya çıktım. Bir sigara yakmıştım ki, yeğenim camdan bana seslendi, “Abi gel çay yaptım, beraber içelim!” diye (Bana hep ‘Abi’ diye hitap eder). Dayım ve yengem bayram ziyaretine gitmişler, yeğenim de çay yapmış, beni de camdan görünce çağırmış. Yeğenim Nesrin çocukluğundan bu yana beni çok sever. Nesrin (ozaman 16 yaşındaydı), 1.70 boylarında, 55 kilo civarı, siyah saçlı ve beyaz tenli bir afet.




Neyse muhabbet ederken bir ara konu kızlar ve erkeklerden açıldı, ben de sordum, “Erkek arkadaşın, sevgilin var mı?” diye. Meğerse bizim Nesrin bu konuda pek bir dertliymiş, “Nerdeeee abi?” dedi. “Neden kız? Güzelsin, hoşsun, neden erkek arkadaşın yok ki?” dedim. Ben öyle deyince Nesrin, “Gerçekten beni güzel buluyormusun abi?” dedi. O an aklıma bir şüphe gelmediği için, “Güzelsin tabi, sen hiç aynaya bakmıyormusun?” dedim. Nesrin de gülümseyerek, “En güzel nerem mesela?” dedi. O öyle deyince biraz şüpelenir gibi oldum, ama yeğenim olduğu için yanlış düşünmek istemedim ve “Heryerin güzel!” diyerek geçiştirdim ve konu dağılsın diye, “Çıktığın yok mu gerçekten?” falan dedim. “Teklif edenler oluyor, ama hepsi çoluk çocuk!” dedi. “Eeee, sen nasıl birini arıyorsun?” deyince, “Senin gibi!” dedi. Ben biraz kızarır gibi oldum ve konu uzamasın diye müsade istedim kayınvalidemlere gittim.

Bayramdan sonra Manisaya döndük. Aradan epey zaman geçti, ama yeğenimin söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendi kendime takıntı yapmaya başladım, istemesem de Nesrinin portakal büyüklügündeki gögüsleri ve yuvarlak kalçaları bir türlü aklımdam çıkmaz olmuştu. Kendi kendime de (Saçmalama, öyle şey olur mu, sen yanlış anladın!) diyordum. 2 ay kadar sonra dayımın işi nedeniyle ailecek Manisaya taşınmaları gerekti. Tesadüfen bizim oturduğumuz apartmanda boş daire vardı, orayı kiraladılar ve taşındılar. Artık sık sık bize gelir gider olmuştu. Kısa etekler, dar badiler giyip, sanki özellikle beni tahrik eder gibiydi. Birgün kayınvalidem ameliyat oldu, karım da ona refakat etmek için yanına gitti. Ben işimden izin alamadığım için gidememiştim. Karımı uğurlayıp geri dönerken apartman kapısında Nesrin ile karşılaştık. Nereden geldiğimi falan sordu, ben de durumu kısaca anlattım, karımın bir süre orada kalacağını ve (şaka maksatlı) bekar kaldığımı söyledim. Birden Nesrinin gözleri parladı ve “Ben sana bakarım abi, hatta yengemden daha iyi bakarım!” falan dedi.

Ertesi günün akşamında Nesrin bizim kapıda bitti hemen. Tabi aynı apartmanda olduğumuz ve akraba olduğumuz için bize akşam sabah gidip gelmesine annesi babası birşey demiyordu. Nesrin beyaz mini bir pileli etek, üzerine beyaz askılı vücudunu saran dar askılı bir badi giymişti. “Abi bilgisayarda biraz işim var, halledebilirmiyim? Bu saatte internet cafeye gidemem.” dedi. “Tabi buyur!” dedim. Ama Nesrini öyle görünce içim bir hoş olmuştu. Kendi kendime (Saçmalama o senin yeğenin!) dedim ve TV’nin başına geçtim, ama bir türlü Nesrinin o hali gözümün önünden gitmiyordu. Bir süre sonra TV’ye dalmışım ki, Nesrin, “Abi bilgisayara birşey oldu, düzeltemiyorum!” diye seslendi. Gidip baktığımda bilgisayar kapanmış, açamıyor. Açtım. Şifreyi girmek için klavyeye eğildiğimde Nesrinin göğüslerinin çatalına takıldı gözüm. Benim yarak zaten dünden razı, hemen havalandı. Şifreyi apar topar girdim, ama bunu Nesrin de farketmiş olacak ki, yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Ben hemen TV odasına geri döndüm. Ama aklım orada kalmıştı bir kere.

Biraz sonra Nesrin geldi ve bilgisayarda işinin bittiğini söyledi, karşımdaki koltuğa oturdu. Ama ne oturuş! Bacak bacak üstüne attı, baldırına varıncaya kadar görünüyor. Zaten kendime zor hakim oluyordum, beni dahada tahrik etmek için sürekli frikikler veriyordu. Giydiğim eşofmandan yarrağımın kalktığı belli olmasın diye nasıl oturacağımı bilemez olmuştum. Nesrin bir ara su alma bahanesiyle kalktı, geri geldiğinde yanıma oturdu ve TV’de oynayan filmi seyretmeye başladık. Derken omuzuma doğru yaslandı. Filmde bir öpüşme sahnesi vardı ve Nesrin o sahneyi izlerken, “Aaah ah!” diye iç çekti. “Ne oldu kız ?” diye sordum. “Biliyormusun abi, beni böyle hiç kimse öpmedi!” dedi. “O senin çevrendeki erkeklerin aptallığı!” dedim. Bizim cin fikir Nesrin hemen atladı tabi, “Abi sen de benim çevremdeki erkeklerdensin!” dedi. Ben biraz utanarak, biraz da kızmış gibi yaparak, “Olurmu öyle şey! Sen benim yeğenimsin!” dedim. “Yani beni eller öpse daha mı iyi? Öyle mi abi?” dedi. “Yok öyle demek istemedim...” dediysem de lafı kıvıramadım ve birden nasıl olduğunu anlayamadan, “Öperim ne olacak ki!” dedim. Nesrin hemen bana döndü ve öpüşmeye başladık...

Dudaklarının inanılmaz güzel bir tadı vardı, daha önce hiç almadığım tadlar alıyordum. Okadar ateşli öpüyorduki beni, kendimi durduramıyordum, ellerime hakim olamıyordum, sanki vücudum benim kontrolümden çıkmış gibiydi. Bir yandan öpüşürken, bir yandanda sütun gibi bacaklarını okşuyordum. Yavaş yavaş okşayarak yukarı doğru çıkıyordum. Ellerim o küçücük bal kutusuna geldiğinde Nesrin hafif ürperir gibi oldu, ama belli etmemeye çalıştı. Nesrinin bal kutusu yanıyordu adeta ve suları el kadar küçük olan külodunu sırılsıklam yapmıştı. Bir ara durmak istedim, ama olan olmuştu artık, duramadım. Taş gibi gögüslerine geldiğimde, Nesrin de elini eşofmanımın üzerinden benim yarrağa atmıştı. Birbirimizi yavaş yavaş soymaya başlamıştık. Beyaz badisini çıkardığımdaki gördüğüm manzarayı halen unutamam, o göğüsler sanki mermer birer anıt gibiydi. Boynundan başlayarak yavaş yavaş göğüslerine doğru inmeye başladığımda ise Nesrinin sesleri değişmeye başlamış, kısısk kısık, ince ince geliyordu...

Bir yandan göğüslerini emip, bir elimle ezerken, bir elimle de Nesrinin eteğini çıkarıyordum. Sonra göbeğinedoğru indim. Ardından aşağıya doğru, bembeyaz dantelli el kadar külodunun üzerinden Nesrinin bal kutusunu hem yalıyor hemde küçük ısısrıklarla dişliyordum. Nesrin, “Yeter artık dayanamıyorum, ne olur sok! Çok uzun zamandan beri bu anı bekliyorum abi, ne olursun bekletme beni artık!” diye yalvarıyordu. Amını yalamayı bırakıp ayağa kalktım ve acele etmemesini, sıranın onda olduğunu söyledim. Yüzüme baktı, biraz istemsiz bir tavırla eşofmanımı indirdi, benim yarak zaten kazık gibi olmuştu. Nesrin, “Daha önce hiç yapmadım, porno filmlerde gördüğüm kadarıyla biliyorum, ama seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım abicim!” dedi ve ağzına almaya başladı. Bu ne muhteşem bir duyguydu anlatamam. Acemice yalıyordu, ama ben müthiş bir zevk alıyordum. Karımla da sürekli oral sex yaparız, ama bu çok farklıydı. Ve fazla dayanamadım, titreyerek Nesrinin ağzına boşaldım. Nesrin biran kusacak gibi oldu, ağzından zor çıkardı benim yarağı ve hemen lavaboya koştu...

Ağzını yıkayıp geldiğinde, tadının çok tuzlu olduğunu, birdaha böyle yapmamamı rica etti. Ben de, “Özür dilerim, ama kendimi tutamadım!” dedim. “Gerçekten o kadar zevk aldın mı abi?” diye sordu. Muhteşemolduğunu söyleyip, tekrar dudaklarına yumuldum. Çok ateşli bir şekilde sevişiyorduk, dünya umurumuzda değildi adeta. Sonra, “Hadi artık, ne olursun, içimde hissetmek istiyorum seni, yalvartma artık beni, ne olur sok biran önce!” dedi. “Sen bakire değilmisin?” dediğimde, “Bakireyim, ama artık kadın olmak istiyorum, hemde senin kadının olmak istiyorum abi!” dedi. Ona ileride bu yaptığından çok pişman olabileceğini, bunun telafisinin olmadığını söyledim. Ama yine de istiyordu. Ben de, “Bu gece önce arkadan al, sonra pişman olmazsan önden de yaparım!” dedim. “Hem önden hem arkamdan sok, yalvarırım, her deliğimde seni hissetmek istiyorum abi!” diyordu. Ona tekrar aynı şeyleri söylediğimde ise, “Tamam, ama bir şartla, ben ne zaman istersem itiraz etmeden beni kadın yapacaksın! Hadi şimdi arkama sok artık!” dedi.

Ben de kabul ettim ve Nesrini koltuğa köpek duruşuna getirdim. Benim yarağı kremledim, bolca Nesrinin göt deligine de sürdüm ve dayadım. Fakat bir türlü girmiyordu. Sanırım ilk olduğu için, hem yaşı da küçük olduğu için götünün deliği çok dardı, fındık kadardı. Rahatlaması için tekrar bal kutusunu yalamaya başladım ve hafif hafif kremli işaret parmağımı Nesrinin götüne sokmaya başladım. Biraz aldığı zevkten, biraz da yalamamdan etkilenmiş olacak ki, yavaş yavaş kendini bıraktı. Ben hem götünü parmaklarken, bir yandanda bal kutusunu yalamaya devam ediyordum. Birden Nesrinin sesi değişmeye başladı. Anladım orgazm olmaya hazırlanıyordu. Hem götündeki parmağımı, hemde amındaki dilimi hızlandırdım ve benim küçük yeğenim Nesrin kasıla kasıla ilk boşalmasını yaşamış oldu. “Hadi artık abi, içimde hissetmek istiyorum, sok götüme!” diyordu. Ben tekrardan Nesrinin arkasına geçip, yeniden sikime ve Nesrinin dar göt deliğine bolca krem sürüp, başladım bastırmaya ve yavaş yavaş kafasını soktum. Ama Nesrin ağlamaksı bir ses tonu ile, “Çok acıdı, yanıyor abi!” diyordu. Kendisini kasmamasını, rahat bırakmasını söyleyip, bu acının çok kısa bir sürede muhteşem bir zevke dönüşecegi konusunda telkinde bulunuyordum...

Biraz bekledikten sonra sikimin kafası ile git gel yapmaya başladım. Yavaş yavaş alışınca Nesrin de zevk almaya başlamış olmalı ki, “Abimmm, harikasın, muhteşemsin!” gibilerinden iltifatlar yağdırıyordu. Ben de her git gelde biraz daha ileri giriyordum. Benim öyle korkulacak heybetli bir sikim olmamasına rağmen (15 cm kadar) birden girip canını yakıp, yeğenimi sexten soğutmak istemiyordum. Bir müddet sonra köküne kadar girdiğinde Nesrin kendinden geçmiş bir vaziyette inliyor, “Evet abi, devam et abi, kökle yeğenine, hızlan, uçur yeğenini, eller yerine sen sik yeğenini!” diyordu. Ama halen göt deliği çok dar olduğundan zor hareket ediyordum. Hızlanmayı ben de çok istiyordum, ama neredeyse sikim kırılacak gibi oluyordu. Yavaş yavaş, sert darbelerle götüne vurdurmaya ve aynı zamanda da amıyla oynamaya başlayınca, küçük yeğenim Nesrin dayanamadı ve 15 dakika içinde ikinci orgazmını yaşadı...

Yeğenim boşalmıştı ama ben halen boşalamamıştım. Bir müddet sonra kremin de etkisi ile iyice yumuşayan yeğenimin minik götüne biraz daha rahat girip çıkıyordum ve biraz daha hızlanmaya başlamıştım. Ben hızlandıkça, “Evet abi böyle çok güzel, devam et abi, kökle abi!” diye inliyordu. Boşalacağıma yakın sikimi götünden çıkarmak istedimsede, “Ne olur çıkarma abi, içime boşal, içimdeki yangın ancak böyle söner!” dedi. Ve fazla geçmeden, köküne kadar vurdura vurdura, titreyerek boşaldım yeğenimin küçük götüne ve üzerine yığıldım. Sanki tüm damarlarım boşalmış gibiydi. Götünün içindeki sikim küçülene kadar öylece kaldık ve sonra çıkardım. Bana dönüp öyle bir sarılışı vardı ki, anlatamam. Sanki hayatını yeniden bağışlamışım gibi teşekkürler ediyor, öpüyordu beni.

Biraz sakinleştikten sonra banyoya gittik. Küçük yeğenimi ellerimle yıkadım. Benim yarak tekrar uyandı ve götünü birkez daha sikmek istedim. Ama Nesrin, “Abi bu gecelik yeter, çok ağrıyor, tamam çok zevkli, uçtum resmen, ama birkaç gün ara verelim!” dedi. Ben de onu kırmayarak, “Tamam canım, sen nasıl istersen, ne zaman istersen!” dedim. Banyodan çıkıp giyindik. Vakit epey geç olmuştu, başka yere gitmiş olsa babası ortalığı ayağa kaldırırdı, “Bu saatte nerdesin?” diye, ama yeğenimin bize gelmesine birşey demiyor. Yeğenim biraz daha kalmak istedi, ama ben şüphelenmesinler diye eve gitmeye razı ettim. Giderken dudaklarıma yapıştı ve çok teşekkür edip, “Bundan sonra benim tek sahibim sensin abicim!” dedi. İçimden, (Aslında teşekkür etmesi gereken benim!) dedim.

Gerçekten de halen tek sahibi benim, ama benim küçük yeğenim halen bakire. Birgün yeğenimin kızlığını da alırsam, burda sizlerle seve seve paylaşırım!

Bol maceralı günler dileğiyle, esen kalın.